'İrrasyonel merak' bilgiyle içiçe...
Uygarlığımızın teknolojide kaydettiği ilerlemenin, ahlaki ve felsefi donanım bakımından kaydettiği ilerleme ile eşit olmadığı uzun zamandır bilinen ve tartışılan bir konudur.
Zaten bugün hissedilen ve yaşanan çok yönlü sıkıntıların başlıca nedenlerinden biri de, bu ahlaki ve felsefi tutumun eksikliği ve geri plana itilmiş olması değil midir? Günümüzde açık ve net olarak görülmektedir ki, büyük uygarlıklar, toplumsal ve siyasal farklılıklarını, sahip oldukları büyük teknolojiyi, taş devrindeki insanlardan çok da farklı olmayan şekilde kullanarak çözmeye çalışmayı sürdürmektedir. Tarih öncesi insanının binlerce yıl önce birbirlerine attıkları ilk kurşunlar olan çakmak taşlarının yerini, bugün artık hidrojen ile atom bombaları ve kimyasal silahlar almıştır.Çağdaş insan gurur duyduğu bir uygarlık ve teknoloji geliştirmiştir ama diğer insanlarla olan çelişkilerini çözmek için başvurduğu yöntemi, mağara adamınınkinden ayıran tek fark, bugün, kullanılan silahların tahrip gücünün daha yüksek olmasından ibarettir. Uygarlığımızın yansıttığı birbiriyle uyuşmayan, karmaşık görüntü karşısında önerilebilecek tek şey; eğitim felsefesine daha çok eğilerek, onu daha iyi bilmeye ve anlamaya çalışarak hayatın farklılaşmasından kaynaklanacak zenginliği eşitlik ve dayanışma duyguları ile paylaşabilen uygarlığı kurmamız olacaktır.
Turgut Uyar
Çocuklarımızı oluşturacakları yeni dünyaya hazırlama yükümlülüklerimiz;
onlarla ilgili keşfetme yolculuğumuzu sınırlandırır...
Uygarlığımızda ne kadar çok bilen, bildikleri ile övünen, bilgisini adeta lütfederce paylaşan, kendine benzemeyeni acımasız aşağılayan, “güçlü olma hedeflerine” şiddet ve korku duygusunda uyumsuzu, mutsuzu üreten var...
Amaçlar
Günümüzün ulaştığı noktada, iletişim ve bilişim teknoloji ürünlerinin okullarda kullanılıp kullanılmaması değil; nasıl kullanılabileceği, nasıl sağlanacağı, nasıl dağıtılacağı ve etik ilkelerinin neler olacağı, etkilerinin denetleneceği ve hangi ölçülerle değerlendirileceği; eğitsel amaçlar ve ilkeler açısından nasıl yararlanılabileceği süreçleri üzerindeki proje ve çözümlemeler önem taşımakta.
Çocuklarımız
Çocukların kendi ile ilişkisi, sosyal çerçevesi, eğitimi, doğa ve teknoloji karşısındaki yükümlülükleri; konforu, mutlu olma yanılsamaları onu yaratıcılığından koparır, dışlar ve büyüklerin “zihinsel kalıpları içine alır; kapatır!”
Öğrenmeyi öğrenmek, aslında, insanın insan olma çabasındaki bir büyük mücadelesidir. Öğrendikleriyle bir anlamda kavgasıdır. Öğrendiklerinin önünde elbette saygı duymasıdır, ama öğrendiklerinin önünde köle olması, onları gözü kapalı kabul etmesi değildir. Rutinlere çakılmadan: yaratıcılığın, merakın, gönüllü arayışın hakikate akan yolculukları kuşkusuz her insana iyi gelir.