Hayat ve Sanat...

Farklılıklara ilişkileri içinde anlamlar yükleriz!...
Eşitlik arayışlı çatışmalar, hayata verimli değerler katar.
Farklı bilgi, tutum ve olgular arasındaki empatiler de; özgürleştirici nitelikler taşır!..

Egemenlik arayan çatışmalarda ise; "Güçlü olan, güçsüzü sömürür!"

Varoluşsal mucizeyi karartan; bunun için geçerli nedenlere dayanan meşruiyet neye ve kimlerin işine yarar! Bu kusurdaki hayatı savsaklayan ve sigortalayan; din ve sanat tecimi dahi; “sömürü” bütünlüğüne ayak uydurup para gücünün izini sürer!
Yaşadığımız ve yansıttığımız tüm kültürel araçlar ve kodlarına gönüllülükle tutuklandık! Kalıplara sıkıştırdıkları hayatlarımıza hükmederlerken, her an suç üstü yakalanırlar bizlere... Birbirini tekrar eden günler ve çalışma düzenleri içinde; sömürünün neşeli duygusu; "mutlu psikolojilerine sahibiz". S. Beckett'in 'Godot'yu beklerken' saçmalık örgüsü içinde gibi, ölümü bekleriz!
MUSTAFA ÇEBİ

Daha fazla →

Sanat ve devlet...

Neredeyse insanla yaşıttır sanat. Bir çeşit çalışmadır. Bütün toplumsal biçimlerin ortak niteliğidir çalışma.
Ernst fischer /Sanatın Gerekliği

Sanat, doğayı, insanın kendi isterlerine dönüştürme gücü olarak şekillenmiştir.
Sınıflara bölünmüş günümüz dünyasındaki tekillik ve yabancılaşmaya direnmede bu ‘büyülü’ sanat aracı; yaratıcı ve özgür olma arayışı ve yükümlüğünü sürdürmektedir. En kısa yoldan var olma biçimidir sanat.. Bir devlet faaliyeti değildir…
Sanatın varlık nedeni hiçbir zaman bütünüyle aynı kalmaz. Sınıflara bölünmüş, bir iç çatışmayı sürdüren toplumda sanatın görevi başlangıçtaki görevinden birçok bakımlardan ayrılır. Bununla birlikte toplumsal durumlar değişse bile, sanatın hiç değişmeyen, bir gerçeği yansıtma niteliği vardır. İşte biz yirminci yüzyıl insanını tarih öncesi mağara resimleri karşısında ya da çok eski ezgileri dinlerken heyecanlandıran sanatın bu niteliğidir.

19.yy. da geleneğin uyumu yok olunca başarılı bir iş adamının (kapitalistin, siyasetçinin) gözünde sanatçı; dürüstçe yapmadığı bir iş için aşırı ücretler isteyen bir sahtekardan farklı değildir. Sanatçılar sanat anlayışlarından ödün vermek istemiyor ‘aç kalma tehlikesiyle; kentsoyluları şaşkına çeviriyor; kafalarını karıştırarak eğleniyorlardı. 19.yy.; kendi adına düşünme korkusuzluğu ve inatçılığı gösteren, zamanın egemen kurallarını korkmadan eleştiren ve sanatı kendi olanakları içinde yaratanlara tanıktır.
MUSTAFA ÇEBİ

Daha fazla →